Okullarda Şiddet

Neslim Güvendeğer Doksat      25 Aralık 2013 Çarşamba      2731

 

Okullarda Şiddet

 

Günümüzde ne yazık ki hemen her gün ülkemiz genelinde okullarda şiddet olaylarına dair bir haber alıyoruz. Gençlerimiz birbirini tehdit ediyor, bıçak ve silâh çekiyor ve öldürüyor. Âileler ve okul idârecileri ise neredeyse çâresiz hâldeler.

 


Mayıs 2006 sonunda yapılan basın taraması verilerinden alınan bilgilere göre son beş ayda okullarda meydana gelen şiddet olaylarında 14 öğrencinin öldürüldüğü, 104 öğrenci ve 3 öğretmenin ise yaralandığı saptanmıştır (1).

 


Araştırma sonuçlarına göre okullarda yaşanan şiddet, ağırlık sırasına göre sözel, duygusal, fiziksel ve cinsel şiddet şeklindedir. Sözel şiddet kapsamına girenler arasında lâkap takma, alay etme, iğneleyici lâf etme, takılma, lâf atma, hakaret ve küfür etme, tehdit etme, kızma ve dedikodu yapma yer alır. Duygusal şiddet kapsamında gruptan dışlama, görmezden gelme, küçük düşürme, ayrımcılık yapma, baskı yapma, eşyaya zarar verme, fazladan ödev verme davranışları yer alır. Fiziksel şiddet kapsamında itme tekmeleme, tokatlama, tehlikeli âletle saldırma, tebeşir atma, saç-kulak çekme, ayakta tutma, bedene kaba şakalar yapma gibi davranışlar yer alır. Cinsel şiddet olarak ise cinsellik içeren sözler söyleme, sarkıntılık etme, elle rahatsız etme, sıkıştırma gibi davranışlar kast edilmektedir.

 


Peki, nedir gençlerimizde son dönemlerde artış gösteren bu şiddet eğiliminin sebepleri…

 

Şiddete yönelik davranışı başlatan kişilerin antisosyal kişilik özelliklerine sâhip oldukları gerçeğinden yola çıkarsak, “gençlerimizde antisosyal kişilik örgütlenmesini hangi faktörler tetikler” şeklinde bir soruyla başlayabiliriz:

 

Âileyle İlgili Faktörler

 

—Âilede suça yatkın bireylerin varlığı durumunda çocuklarda da suç işleme davranışı görülebilmektedir. Burada hem genetik faktörler, hem de nurtürel (eğitim, görgü, terbiye ile ilgili) faktörler rol oynamaktadır.

 

—Âile bireylerinden bir veya birkaçında çalma, gasp etme, dolandırma, hırsızlık, adam öldürme, adam yaralama şeklinde suç işleyen kişiler varsa

 

—Âile içinde fiziksel şiddete maruz kalma öyküsü varsa

 

—Âilede alkol ve madde kullanım öyküsü varsa

 

—Anne ve/veya babada veya âile büyüklerinde başka ağır ruhsal hastalık öyküsü varsa

 

—Kendi çocukluklarında şiddete mâruz kalmış bireylerin kurdukları âile ortamlarının varlığı durumunda

 

—Âile içinde iletişim sorunları, parçalanmış veya boşanmış âile öyküsü varsa

 

—Sorunlara şiddet yoluyla çözüm getirmeyi destekleyen ve bu konuda model olan bir âile ortamı varsa.

 

İşte bu faktörlerin mevcudiyeti âlinde zâten genetik yatkınlıkla zayıf dürtü denetimine sâhip olarak doğan birey, âilesi içinde bizzat kendisi şiddete mâruz kalarak, model alma ve öğrenme yoluyla sorunlarını şiddet kullanarak çözme yolunu keşfeder. Şiddete başvurma öğrenilmiş bir davranış modelidir. Bu çocuklar otorite figürleri ile çok ciddi problemler yaşarlar. Çünkü otoriteye itaat etme, uygun olanı yapmak yerine, isyan etme karşıt davranış sergileme eğilimleri giderek alışkanlık hâline dönüşmüştür.

 


Sosyal Çevreyle İlgili Faktörler:

 

—Düşük sosyokültürel çevre;

 

—Çevrede çetelerin varlığı, uyuşturucu madde kullanan ve satan kişilerin mevcudiyeti;

 

—İşsizlik ve ekonomik sorunların varlığı.

 

Okulla İlgili Faktörler:

 

—İdareci ve öğretmenlerden kaynaklanan şiddet meyilli disiplinize edici yaklaşımlar;

 

 

—Sınıf sayısının kalabalık olması;

 

—İdare ve öğretmenler arasında yaşanan iletişim sorunları;

 

—Çeteleşmenin mevcudiyeti: Akademik başarısızlık veya yukarıda bahsedilen her türlü sosyal uyum sorunlarının varlığı durumunda gençler arkadaşları tarafından dışlanabilirler. Kendini reddedilmiş hisseden öfkeli gençler kendilerini âit oldukları çevreye yabancılaşmış gibi hissederek bir şekilde kader birliği yapabilecekleri kendileri gibi insanlardan oluşan bir grup kurarlar. Çeteler bu şekilde ortaya çıkar. Çete mensubu olan bu gençlerin çevreyle baş edebilmek için bildikleri tek yol şiddettir.

 


Alkol ve Madde Sûiistimâli: Gençler arasında alkol ve madde tüketimi giderek artmaktadır. Bu maddeler otokontrolü kaldırdıkları için şiddet davranışının ortaya çıkmasını kolaylaştırırlar.

 

Televizyonun Etkisi: Televizyonda gösterilen şiddet içerikli filmler, sorunlara şiddet yoluyla çözüm getiren film kahramanlarıyla özdeşim yapma imkânı sunmakta. Maalesef son günlerde ilgiyle seyredilen filmlerde gençlerin hayran oldukları film kahramanları giderek kabadayılaştırılmakta ve âdeta kabadayılık popülerleştirilmekte! Tehdit etmek, gözdağı vermek, silâh ve bıçak taşımak insanlar arası iletişimde çözüm yolu olarak aşılanmakta. Çete üyelerinden sempatik ve iyi kalpliymiş gibi gösterilen karakterler ön plâna çıkartılarak, âdeta gençlerin beyninde çeteciliği aklamakta.

Çocukların seyrettiği çizgi filmlerde dahi şiddet teması giderek artan sıklıkta işlenmekte…
Bu tip karakterlerle özdeşim yapan gençler, hayatlarında karşılaştıkları ilk sevda tecrübesinde, ilk hayâl kırıklığında öfke duydukları kişilere fiziksel şiddet uygulama yöntemini tercih ediyorlar, çünkü daha sağlıklı ve daha uzlaşmacı bir başa çıkma yöntemi bilmiyorlar. Kabadayılığın popüler olmayı sağladığına inanan geniş bir gençlik kitlesi var günümüzde. Şiddet uygulayarak hem güçlü hem de popüler olduklarını zannediyorlar. Bu şekilde statü kazanıp saygı gördüklerine inanıyorlar.

 


Okullarda ve Gençlerde Şiddeti Engellemek İçin Neler Yapılabilir:

 

—Şiddetin HİÇBİR SOSYAL OLAYDA ÇÖZÜM getirmeyeceğine dair toplumsal bilinç yaratılmalıdır.

 

—Âile içinde şiddetin değil sevgi ve saygının egemen olması gereklidir. Âileler çocukluktan itibâren çocuklarının sorunlarıyla ilgilenmeli, onlara sevgi ve paylaşım duygusu aşılamalıdırlar. Sorunlarla başa çıkmada daha uzlaşmacı ve çözüme götürücü stratejiler teşvik edilmelidir. Âile bireylerinde ruhsal hastalık, alkol ve/veya madde istismarı varsa tedavi edilmelidir. Âile içinde önlenemez derecede şiddet uygulaması varsa, Sosyal Hizmetler Kurumu’nun çocuğa ve âileye yönelik tedbir alması uygun olur.

 

—Okullarda disiplini daha kolay sağlayabilmek ve öğrencileri daha yakından tanıyıp ilgilenebilmek için sınıflardaki öğrenci sayısının azaltılması faydalı olacaktır. Disiplin anlayışının şiddet içermeyecek öğelerden oluşturulması, idareciler-öğretmenler-âileler-öğrenciler arasındaki iletişim zincirinin belli bir saygı ve devamlılık çerçevesinde şeendirilmesi çok önemlidir.

 

—Okullardaki Rehberlik ve Danışmanlık servisleri çocukları alkol ve madde suiistimâline ve şiddete karşı bilinçlendirecek eğitim programları düzenlemeli ve sorunlu çocukların takibini yapmalıdır.

 

—Okullarda disiplini bozacak davranışlar sergileyen çocukların âileleriyle işbirliği içerisine girilmesi, sorunun devamı halinde bir çocuk ve genç psikiyatrından yardım alınması sorunların büyümeden çözülme ihtimâlini arttırır.

 

—Okullarda çeteleşmeye yönelik tedbir alınmalı, böyle gruplaşmalar varsa okul idâresinin ivedilikle en uygun şekilde müdahale etmesi gereklidir.

 

—Alkol ve madde kullanan gençler veya ciddi psikopatolojisi olan gençlerin için uzman bir psikiyatr tarafından değerlendirilmesi ve takibi gereklidir.

 

—Medyada şiddet taraftarı programların, şiddeti aklayan filmlerin, reklâmların kaldırılması gençlerin böyle rolleri model almalarını engelleyecektir.

 

—Toplumsal eğitim ve gelir düzeyinin yükselmesi suça ve şiddete temayülü doğal olarak azaltacaktır.

 

—Okulların Rehberlik ve Danışmanlık servislerinin, MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile işbirliği içerisine girerek âile ve öğrencileri şiddet ve zararları konusunda bilinçlendirecek olan eğitim-öğretim destek programlarını plânlayıp yürütmeleri şarttır.

 

Gençlerde şiddet eğiliminin önüne geçilebildiği, çocuk ve gençlerde suça temayülün engellenebildiği bir toplumda yaşamak ümidiyle…

 

(1) MEB Özel Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü Eğitim Ortamlarında Şiddetin Önlenmesi ve Azaltılması Strateji ve Eylem Plânı (2006–2011+), Ankara, Eylül 2006.

 

 


 

Doçent Dr. Neslim Güvendeğer Doksat

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile 2

Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, DÜNYA KADINLAR GÜNÜ sebebiyle, 08.03.2016 tarihinde Show Tv'de Cahide Yetiş ile canlı...

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile

https://youtu.be/T4u3Ni2y7Bs...

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile 1

https://youtu.be/8AQsrmb31ZY...

SİGARA BIRAKMA VE HİPNOZ TEKNİĞİ

KEREM DOKSAT'TAN, UYGULAMALI SİGARA BIRAKMA HİPNOZ TEKNİĞİ. ...

ÇOCUKTA CİNSEL TACİZİ DEĞERLENDİRME VE GÖRÜŞME TEKNİĞİ

NESLİM DOKSAT, 2015 ŞİDDETİ ANLAMAK KONGRESİNDE ÇOCUKLARDA CİNSEL TACİZİ DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK KURS VERİYOR. ...

Web Tasarım Sapka.org   ©