Prof Dr M Kerem Doksat

Prof Dr M Kerem Doksat

 

 

Prof. Dr. M. Kerem Doksat

5 Ağustos 1957′de İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Nöropsikiyatri Profesörü Recep Doksat’tı. İlk ve orta öğrenimini TED Ankara Koleji ve Özel Adana Koleji’nde tamamladı. Çukurova Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Çanakkale Biga’da mecburî hizmetini yaptı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı. Diyarbakır’da askerliği müteâkip, Cerrahpaşa’ya döndü. 1993 yılında doçent, 1999 yılında profesör oldu.

Meslekî olarak yayınlanmış iki telif kitabı, beş kitapta bölüm yazarlığı, yurt içi ve dışında yayınlanmış 60′ın üstünde makalesi mevcuttur. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Türkçe ve İngilizce bölümlerinde ders vermektedir. İÜ Adlî Tıp Enstitüsü’nde 3 sene, Marmara Üniversitesi İngilizce Diş Hekimliği Fakültesi’nde 7 sene hocalık yapmıştır. Kliniğinin resmî yayın organı olan Yeni Symposium dergisinin editörü, dört bilimsel derginin de ko-editörü olup, 10 küsur derginin de danışma kurulundadır. Yurt içi ve dışındaki muhtelif bilimsel platformlarda yüzün üzerinde konferans vermiş, panel ve kurs eğitimlerine katılmıştır.

Türk(iye) Psikiyatri Derneği, Ağrı Derneği başta olmak üzere pek çok meslekî derneğe üyedir. American Psychiatric Association ve ASCAP üyesidir. Kliniğinin Duygudurum Bozuklukları Birimi’nin kurucusu ve yöneticisidir. Bilimsel çalışmaları klinik psikiyatri, biyolojik psikiyatri, psikofarmakoloji, duygudurum bozuklukları, hipnoterapi, “psikiyatri ve inanç sistemleri”, “dil ve psikiyatri” konularında odaklanmıştır. “Ağrı ve psikiyatri” konusunda Türkiye’de kurucu rolü olmuştur; Evrimsel Psikiyatri’yi de ilk defa Türkiye’ye tanıtan bilim adamıdır.

2013 Senesinden bu yana Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümünde, Profesör kadrosunda çalışmakta olup, yüksek lisans dersleri vermektedir.

PSİKOLOGLA PSİKİYATR FARKI

Gerek gençlerimizin gerekse âilelerinin arada derede kaldıkları ve bir sorunları olduğunda nereye müracaat edecekleri hususunda kafalarının karıştığı bir karmaşaya anlaşılır cevap getirelim:

Televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde, velhâsıl bütün medyada insanların ruh sağlığıyla ilgili beyanlar veriliyor, tavsiyelerde bulunuluyor, programlar yapılıyor. Bu işlerle meşgûl olanları şöyle bir sıralayabiliriz:

1. Psikiyatrlar
2. Psikologlar
3. Pedagoglar
4. Özel danışmanlar
5. Sosyal Hizmet Uzmanları
6. “Yaşam Koçları”
7. Medyumlar
8. Astrologlar
9. Mânevi şifâcılar, biyo-enerjiciler
10. Falcılar, büyücüler, cin çıkarıcılar, üfürükçü hocalar…


Bunlardan ilk beş tânesi bilimsel ve ahlâklı çalışmak şartıyla, doğru olan adresler ve meslek erbâbıdır.

Yaşam Koçluğu kendine ve topluma yabancılaşmış, dostlukları kalmamış Batı insanı için yaratılmış bir meslek: Ücreti mukabilinde dostluk ve hâmilik satın alınıyor! Bize yabancı…

Yedinci ilâ onuncu gruptakiler ise şarlatanlar, üçkâğıtçılar ve inanç-cehâlet sömürgenleri (sürüngen lâfından ilhamla bu terimi de biz uydurduk). Ne hazindir ki, en çok da onlara müracaat edilir!

Psikiyatrlar 6 sene tıp fakültesi okuyup bitiren, akabinde 5 sene ruh sağlığının korunması ve hastalıklarının teşhis ve tedavisi yönünde eğitim alan bilim insanlarıdır. Her türlü teşhisi koymak, tedaviyi plânlamak, ilâç ve diğer tedavi yöntemlerinin yanı sıra, uygun görülen psikoterapiyi uygulamak da tamamen psikiyatri uzmanlarının sorumluluğu ve yetkisi içindedir. Başka hiçbir meslek erbâbı bunu yapamaz. Gerek Prof. Dr. M. Kerem Doksat, gerekse Doçent Dr. Neslim G. Doksat Kognitif Davranışçı Terapi, İnterpersonel Psikoterapi, Destekleyici Psikoterapi, Âile ve Eşler Terapisi,Dinamik Psikoterapi konularında yetkindirler.

Psikologlar dört senelik eğitim veya edebiyat fakültelerinden mezun olurlar ve bu hâlle hiçbir sağlık sorununa el atamazlar. Ama eğer özel eğitimlerle, kurslardan ve çalışma gruplarından geçerek eğitilirlerse, belli testleri uygulayabilir ve/veya sâdece psikoterapi yapabilirler. Bu da en az üç dört senelik bir eğitim gerektirir. Klinik psikologlar ise yaklaşık on senelik bir eğitimden sonra sâdece teşhis koyabilir ve psikoterapi uygulayabilirler.

Pedagoglar ruhsal açıdan sağlıklı çocuk gelişimi için eğitici ve öğretici formasyonu sâhip olup, teşhis ve tedaviyle uğraşamazlar.

Özel danışmanlar da yeni bir Batı kaynaklı moda rüzgârı: Eğitim danışmanı, âile danışmanı, cinsel sorunlar danışmanı vs. Bunların çoğunun kerametleri kendilerinden menkûl olduğu için, böyle birisine müracaat etmeden önce mutlaka tıp veya psikoloji eğitiminin olup olmadığını sorgulayın deriz.

Sosyal hizmet uzmanları ise psikiyatrlarca teşhisi ve tedavisi düzenlenmiş hastaların genel olarak hâl ve gidişlerini takip eden, ihtiyaçlarını tesbit edip bir merkeze bildiren elemanlardır.

Demek ki, eğer bir ruh sağlığı sorununuz mevcutsa, GİTMENİZ GEREKEN İLK VE DOĞRU ADRES PSİKİYATRİDİR. Zâten iyi bir psikiyatr, gerek gördüğü takdirde, sizi diğer dallardan arkadaşlarıyla da görüştürecektir. Meselâ bizim muayenehânemizde beş tâne birbirinden değerli ve tecrübeli psikologla beraber çalışıyoruz.

Aman, yanlış adres kurbanı olmayın diyerek sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Kerem Doksat
Web Tasarım Sapka.org   ©