Çocuklarda Ergenlerde ve Gençlerde Obezite

Neslim Güvendeğer Doksat      25 Aralık 2013 Çarşamba      5286

 

Çocuklarda Ergenlerde ve Gençlerde Obezite

Çocuklarda Ergenlerde ve Gençlerde Obezite Aşırı Şişmanlık

 

Obezite denince, vücudun yağ dokularında depolanan doğal enerji rezervinin belirgin derecede hayatî tehlikeye veya yüksek derecede ölüm riskine yol açacak derecede artmasını kast ediyoruz. Obezite terimi etimolojik açıdan, “şişman” anlamına gelen obezus’tan köken alır. Modern çağımızın önde gelen hastalıklarından birini oluşturmakta olan bu belâ, özellikle genç nesil için büyük bir tehdit oluşturmakta…

 


Şişmanlık, basitçe, vücut ağırlığının ve vücuttaki yağ kitlesinin beklenenin üzerinde olmasıdır. Bir kişinin şişman olduğunun belirlenmesi vücut kitle indeksinin (VKİ) hesaplanmasıyla olur

.
VKİ, vücut ağırlığının (kg olarak), boy uzunluğunun (metre cinsinden) karesine bölünmesiyle hesaplanır.
Bu indeks 25 ilâ 29.9 kg/metrekare ise kişi “fazla kilolu veya şişmanlığa aday” olarak değerlendirilir. VKİ 30 ilâ 34.9 arasındaysa “birinci derece veya hafif düzeyde şişmanlık”, 35 ilâ 39.9 arasındaysa “ikinci derece veya orta derece şişmanlık”, 40’ın üzerindeyse “üçüncü derece veya çok ağır düzeyde şişmanlık” olarak değerlendirilmektedir. Son ikisine özgül olarak obezite deniyor.

 


Son zamanlardaki bir başka kavram da “normâl kilolu obezite”. Yâni, vücudunuzun toplam yağ dokusu %30’un üzerinde ise, kilonuz ve VKİ’niz normâlse bile obeziteye bağlı hastalıklara yakalanma riskiniz atıyor. Bunun en basit tanınması, bol yağlı ve sarkık ama normâl kilolu vücutlar…
İstatistiklere göre, ABD’de son 20 yılda obezite %100 artmış olup, her iki üç kişiden birisi obez durumdadır. Okul dönemi çocuklarında %5 oranında obeziteye rastlanmaktadır.

 

Şişmanlık açısından riskin en yüksek olduğu yaş 6 ilâ 11 yaş arasıdır. Bu yaş aralığında yoğun kilo alımı kalıcı şişmanlığa yol açabilir. Son senelerde besin değeri düşük, kalorisi yüksek olan gıdaların daha kolay ve ucuza temin edilecek şekilde pazarlanması ve sunulması sonucunda, gelişmekte olan ülkeler de dâhil olmak üzere bütün dünya obezite tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş durumdadır.

 

Obezitenin en sıklıkla ortaya çıktığı yaşlar şunlardır:
—Bebeklik dönemi;
—2 ilâ 12 yaş arası;
—Ergenlik dönemi sonrası.
Bebeklik döneminden itibâren obezite söz konusuysa “birincil obezite”den söz edilir. Boyuna göre normâl kilo aralığında olan bir insanın daha sonrada kilo alması durumunda ise “ikincil obezite”den söz edilir.

 

Obezite şu nedenlerle ortaya çıkmaktadır:
—Herkesin farklı bir metabolizması vardır. Dolayısıyla herkesin enerjiyi kullanma şekli, yağ depolama şekli birbirinden farklıdır. Obeziteye yatkın bireylerin metabolizmalarının genetik açıdan bu hastalığa zemin hazırladığı bilinmektedir. Ensülin Direnci Sendromu, yâni Metabolik Sendrom, vücutta şeker ve ensülin dengesindeki bir bozukluk sonucunda ortaya çıkan kan yağları artışı, bel çevresinin fazlalaşmasıyla ön plânda olan kilo fazlalığı, tansiyon yüksekliği ve şeker dengesizliği başta olmak üzere aynı anda birçok organda çeşitli sorunlarla kendini gösteren bir hastalıktır. Dolayısıyla, özellikle âilesinde şişmanlık ve tip–2 şeker hastalığı olan çocuklar genetik açıdan metabolik sendromla ilişkili olarak şişmanlık riski altındadırlar.
—Hiperplazik tip obezitede yağ hücrelerinin sayısı artmıştır ve obezite hayatın ilk döneminde başlar. Hipertrofik obezite de aynı şekildedir ama mekanizma farkı olarak yağ hücrelerinin hacimleri artmıştır. Bâzı vak’alar iç içedir.
—Hormonal sorunlara bağlı olarak obezite görülebilmektedir.
—Fiziksel hareket azlığı: Televizyon ve bilgisayar karşısında aşırı zaman geçirme, sportif faâliyetlerden uzak durma, her yere arabayla gitme gibi hayat tarzı alışkanlıkları, kalori harcama şansını en aza indirdiği için daima şişmanlığa zemin hazırlamaktadır.
—Psikolojik sorunların mevcudiyeti: Bunlar en hafif sıkıntıdan en ağır psikiyatrik hastalıklara kadar bir yelpaze oluştururlar. Aşağıda bunlardan bahsedilmiştir.
—Beslenme şekli ve düzeni vücudumuzun yağı yakma ve depolama tarzını önemli ölçüde etkilemektedir. Dolayısıyla, kaloriden zengin olup besleyici olmayan abur cubur tarzı gıdaların fazla tüketilmesi durumu veya oruç rejimleri yapıp sonrasında tıkınırcasına ölçüsüz şekilde dengesiz yemek yeme durumu daima obeziteye zemin hazırlamaktadır. Bu tipteki obezite, beslenme alışkanlığıyla ilgili olup her yaşta ortaya çıkabilir.

 

Çocuk ve Gençlerde Aşırı Yemek Yeme Davranışını Tetikleyen Ruhsal Sebepler Şunlardır:
—Depresyon;
—Akademik sorunlar, yoğun ders çalışma zarureti;
—Akranlar ve karşı cinsle yaşanan iletişim sorunları;
—Âile içinde yaşanan iletişim sorunları;
—Ergenlik dönemi sorunları…

 

Beslenme davranışı üzerinde en sık görülen hatalı tutumlar:
—Çocuğa yemek yemesi için baskı yapılması ve tabağına ihtiyaç duyulandan daha fazla miktarda yemek konması;
—Sabah kahvaltısının yapılmaması veya başka öğünleri atlama;
—Diğer öğünlerde, özellikle de akşam yemeklerinde ihtiyaç duyulandan daha fazla yemek yenmesi;
—Atlanan öğünlerin fazla kalorili abur cubur gıdalarla (bisküvi, cips, çikolata vb.) geçiştirilmesi;
—Hayvansal gıdalar (et, süt yumurta vb.), taze sebze ve meyvelerden ve kuru baklagillerden oluşturulan menü yerine, kalorisi yüksek yemeklerin pişirilmesi veya “fast food” (hızlı ve hazır yemek) alışkanlığının kazanılması;
—Öğün aralarında besleyici özelliği fazla olmayıp yüksek kalorili olan gıdaların sık tüketilmesi…

 

Obezitenin Komplikasyonları:
Obezite kalb ve damar hastalıklarına, hipertansiyona, şeker hastalığına (tip 2 diyabetes mellitus), eklem hastalıklarına (osteoartrit) ve uyku apne sendromuna zemin hazırlar. Obez kişilerin yaklaşık dörtte biri zayıflayabilirken, diğerlerinde tablo erişkin hayatta da devam eder.

 

Obeziteye yönelik alınması gereken tedbirler:
—Âilenin hayat şeklinin değişmesi esastır;
—Sık fiziksel aktivite, çocuğun sportif faâliyetlerinin desteklenmesi çok önemlidir;
—Televizyon ve bilgisayar başında geçirilen zamanın azaltılması hem hareketsizliği engelleme hem de atıştırma tarzındaki beslenmeyi engellemesi sebebiyle şişmanlığın engellenmesinde çok önemli rol oynar;
—Beslenme alışkanlığının yeniden gözden geçirilmesi bu konuda hayat kurtarıcıdır. Üç ana, iki ara öğünden oluşan bir yemek düzeni oluşturulmalıdır. Öğünler arasında iki veya üç saat olması en sağlıklı olanıdır;
—Yavaş ve iyice çiğneyerek yemek yeme tokluk hissinin fark edilmesinde yardımcı olur;
—Hazırlanan yiyecekler besleyici nitelikte olmalı, aşırı yağlı ve şekerli olmamalıdır;
—Çocuklar her konuda olduğu gibi beslenme şekli konusunda da anne ve babalarını model alacağı için, evdeki herkesin sağlıklı şekilde beslenme düzenine uyması çok önemlidir;
—Okullarda beslenme eğitimi verilmesi gençlerin bilinçlenmesini temin edecektir;
—Âilesinde şeker hastalığı olan çocukların şişmanlık açısından bir metabolizma ve endokrin uzmanının takibinde olması gereklidir;
—Tedavide şok diyetlere başvurulmamalı ve bu konuda bilimsel çalışmaları açısından kendisini kanıtlamış tıp uzmanları (endokrin ve metabolizma uzmanları, çocuk ve genç psikiyatrları) ve diyetisyenlerle işbirliği içine girilmelidir.

 

Bebeklerde obeziteye yönelik alınması gereken tedbirler:
—İlk 6 ayda anne sütü ile beslenme şişmanlama ihtimâlini çok aza indirir;
—Su yerine şekerli meyve sularının fazla tüketilmemesi gerekir;
—Ek gıda olarak verilen süt ve mamalara ekstradan şeker veya şekerli besinler eklenmemesi;
—Her ağladığında yiyecek verilmemesi önemlidir;
—Tokluk hissini erken dönemde kazandırabilmek adına çocuğun tam uyanıkken beslenmesi ise çok önemlidir.

 

Özetleyecek olursak, obezite tıbbî ve sosyal boyutu olan bir hastalıktır. Obez olan her çocuğun mutlaka bir endokrin-metabolizma uzmanı ve bir çocuk ve genç psikiyatrı tarafından tıbbî takip içinde olması ve bu uzmanların denetiminde, işinin ehli olan bir diyetisyenle iş birliği yapması çok önemlidir.

 


Çocuk, şişmanlığı nedeniyle âile ve sosyal çevresi içerisinde sürekli eleştirilmemeli ve stigmatize edilmemelidir (damgalanmamalıdır).
Şişmanlığın sebebi ise son derece yapıcı bir şekilde araştırılmalı ve ilgili uzmanlarla işbirliği içerisine girilmelidir.

 

 

 


Doçent Dr. Neslim Güvendeğer Doksat

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile 2

Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, DÜNYA KADINLAR GÜNÜ sebebiyle, 08.03.2016 tarihinde Show Tv'de Cahide Yetiş ile canlı...

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile

https://youtu.be/T4u3Ni2y7Bs...

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile 1

https://youtu.be/8AQsrmb31ZY...

SİGARA BIRAKMA VE HİPNOZ TEKNİĞİ

KEREM DOKSAT'TAN, UYGULAMALI SİGARA BIRAKMA HİPNOZ TEKNİĞİ. ...

ÇOCUKTA CİNSEL TACİZİ DEĞERLENDİRME VE GÖRÜŞME TEKNİĞİ

NESLİM DOKSAT, 2015 ŞİDDETİ ANLAMAK KONGRESİNDE ÇOCUKLARDA CİNSEL TACİZİ DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK KURS VERİYOR. ...

Web Tasarım Sapka.org   ©