Çalışan Anne ve Babalarda Sağlıklı Çocuk Gelişimi

Neslim Güvendeğer Doksat      25 Aralık 2013 Çarşamba      2327

 

Çalışan Anne ve Babalarda Sağlıklı Çocuk Gelişimi

 

Sağlıklı çocuk yetiştirmek bütün çalışan anne ve babalar için önemli bir sorundur.

 

Üniversite tahsili yapmış annelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Gerek sosyoekonomik güçlükler, gerekse de meslek sâhibi annelerin gün geçtikçe artması sayesinde bu konu giderek ehemmiyet kazanmaktadır.

 


Bu hususta akla gelen ilk soru genellikle çocuk kaç yaşına gelince annenin çalışmaya başlamasının uygun olduğudur. Doğumdan sonra en az iki yıl, tercihen 3 yıl çocuğa annesinin bakması çocuk ruh sağlığı açısından en uygun olanıdır. Ne yazık ki çoğu işyerinde doğum izni 3–6 ay arasında değişkenlik göstermekte ve anneler bu süre zarfında işbaşı yapmak zorunda kalmaktadırlar.

 

Annenin çalışmaya tekrar başlaması durumunda çocuğa kim bakmalıdır?

 


—Anaokuluna başlama yaşı en erken, çocuğun hayâlî oyun oynama yeteneğinin gelişmeye başladığı 3 yaş olup, enfeksiyonlara karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve sosyal gelişiminin olgunlaşmasının temini açısından tercihen 4 yaştır.

 

—Bu yaşa kadar en ideal olanı evde çocuğa tek bir kişinin bakmasıdır. Bakım veren, çocukta temel güven duygusunun gelişmesi açısından, olabildiğince sâbit bir kişi olmalıdır. Bu kişi çocuğu sevmeli, onunla iyi anlaşmalı, onunla bol bol konuşup oyun oynamalı, sosyal uyaran vermeli, oyun parklarına ve sosyal alanlara çıkmasını temin etmelidir. Çocuğun temel bakım ihtiyaçlarını zamanında ve eksiksiz temin etmelidir. Uykusuyla, yemeğiyle, tuvalet terbiyesiyle, sağlığıyla en uygun şekilde ilgilenmelidir. Çocuğu terbiye ederken asla bağırmamalı ve fiziksel şiddet uygulamamalıdır.


Televizyon bu yaşlardaki çocuklara günde en fazla 45–60 dakika seyrettirilmelidir. Seçilen programlarda şiddet temasının işlenmediğine özen gösterilmesi günümüzün diğer bir önde gelen sorunu olan çocuklarda şiddete yatkınlığı engellemek açısından büyük önem taşımaktadır.

 


Çocukla sürekli ilgilenmek ve uyaran vermek konusunda yeterince dinamik olamayan bâzı bakım verenler, çocuğun kendi kendine oyalanmasını sağlamak adına, saatlerce televizyon seyretmelerine göz yumarlar. Bunun sonucunda, çocuklarda sosyal uyaranları algılama, idrak etme ve cevap vermede sorunlarla karakterize Tepkisel Bağlanma Bozukluğu ortaya çıkabilir. Bu tablo o kadar ilerleyebilir ki, “silik otistik bulgularla” kendini gösterebilir. Çocuğun sosyal intibakı ve zekâ gelişmesi sekteye uğrar. Tedavisi için çocuğa yönelik sosyal uyaranların âcilen yerine konması gereklidir. Bu durumda, klinik tablo otizmden farklı olarak hızla düzelme gösterir. Bu özellikleri göz önünde bulundurursak, bakım veren kişinin çok özenle seçilmesi gerektiği bir kez daha önem kazanır. Bakım veren kişi bir âile büyüğü veya dışarıdan bir kişi olabilir. Kişinin tüm bu özellikleri sergileyebilmesi açısından çok yaşlı olmaması ve güvenilir bir kişi olması gereklidir.

 

—Bu niteliklere sâhip bir bakım veren bulamayan âileler, çocuklarını küçük yaşta kreşlere vermek zorunda kalırlar. Uygun kreş seçimi bu noktada çok önemlidir.

 

İdeâl bir kreşte olması gereken özellikler şunlardır:

 

Eve yakın olması, öğretmen başına düşen çocuk sayısının çok fazla olmaması, çocuklarla yakından ilgilenilmesi ve bol bol sosyal uyaran verilmesi, bu yaşlardaki çocukların enfeksiyonlara yatkınlığı açısından sıhhî şartlara dikkat edilmesi, çocukların tuvalet eğitimlerinin desteklenmesi, yemek ve uyku düzenlerine özen gösterilmesi.
Bu şartlar dâhilinde, çocukların gündüz bakımı bir şekilde tamamlanmış olur.

 


Yorucu bir günün ardından, çalışan ebeveynlerin akşam eve geldiklerinde çocuklarıyla ne şekilde ilgilenmeleri uygun olur:

 

—Sevgi dolu bir kucaklaşma gün boyunca ebeveynleri tarafından özlenmiş olduklarını hissettirir.

 

—Yemekten önce, çocuğun yaşına uygun olacak şekilde oyun oynanması veya sohbet edilmesi âile içi paylaşımı destekler.

 

—Âile sofrasına oturulup gün içinde yaşanan olaylar hakkında sohbet edilmesi âile bireylerinin duygusal paylaşımı açısından çok önemlidir.

 

—Yemekten sonra, çocuğun yaşına göre, oyun oynanması, ödevlerinin gözden geçirilmesi, beraberce televizyon seyredilmesi veya sohbet edilmesi ebeveyn çocuk yakınlaşmasını arttırır.

 

Tüm bu paylaşımlarda anne ve babanın eşdeğer bir rol dağılımıyla çocukla ilgilenmesi, çocuğun her iki ebeveyniyle de eşit duygusal paylaşım içine girmesini sağlayacaktır. Uyku saati gelince çocuğun uyumasına anne ve / veya babanın refakat etmesi çok önemlidir.

 

Çocuklarına işleri nedeniyle yeteri kadar zaman ayıramadıklarını düşünen ebeveynler genellikle şu duyguları yaşarlar:

 

—Bâzı ebeveynler çocuklarıyla ilgilenirken niteliğin değil niceliğin önemli olduğunu zannederler. Bu konuda kendilerini sürekli suçlu hissederler.

 

—Onlara yeterince vakit ayıramadıklarını düşünüp vicdan azabı çekerler ve bu duygularını, çocuklarının maddi-manevî açıdan inatla süren isteklerini fazlasıyla temin ederek aşmaya çalışırlar. “Hayır” cevabını vermekte çok zorlanırlar. Böyle bir ebeveyn tutumu çocuk ruh sağlığı açısından son derece sakıncalı olup, çocukta manipülatif davranışların yer etmesini destekler.
Bu açıdan, sağlıklı çocuk gelişiminde ebeveynlerin çocuklarla geçirdikleri zamanın süresi (kantitesi) değil niteliği (kalitesi) önemlidir. Kaliteli paylaşımda çocukların temel bakım ihtiyaçları olan barınma, beslenme, eğitim, sağlık ve duygusal ihtiyaçlarının ebeveynleri tarafından karşılanıyor olması esastır.

 

Çocuğun temel duygusal ihtiyaçları şunlardır:

 


—İlk doğduğu andan itibâren ebeveynleriyle göz temâsı kurması (aynalanması);

 

—Beslenme, uyku gibi ihtiyaçlarının tam olarak karşılanması;

 

—Çocukla her birlikte olunduğunda şefkatli duygusal bir paylaşımın yaşanması…

Temel güven duygusunun tam olarak kazanılması açısından ebeveynlerin hâricindeki bakım verenlerin çok fazla değişmemesi daha uygundur.

 

Bu özelliklerin hepsi değerlendirildiğinde aşikârdır ki çalışan ebeveynler pekâlâ da sağlıklı çocuk yetiştirebilirler. Yeter ki, çocuklarıyla aralarında nitelikli bir paylaşım ve bağ olsun…

 


 

 

Doçent Dr. Neslim Güvendeğer Doksat

Paylaş Paylaş
Yeni Eklenen Yazılar

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile 2

Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, DÜNYA KADINLAR GÜNÜ sebebiyle, 08.03.2016 tarihinde Show Tv'de Cahide Yetiş ile canlı...

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile

https://youtu.be/T4u3Ni2y7Bs...

Kerem Doksat Show TV de Zahide Yetiş ile 1

https://youtu.be/8AQsrmb31ZY...

SİGARA BIRAKMA VE HİPNOZ TEKNİĞİ

KEREM DOKSAT'TAN, UYGULAMALI SİGARA BIRAKMA HİPNOZ TEKNİĞİ. ...

ÇOCUKTA CİNSEL TACİZİ DEĞERLENDİRME VE GÖRÜŞME TEKNİĞİ

NESLİM DOKSAT, 2015 ŞİDDETİ ANLAMAK KONGRESİNDE ÇOCUKLARDA CİNSEL TACİZİ DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK KURS VERİYOR. ...

Web Tasarım Sapka.org   ©